Köpeğinizi barf diyetle mi besliyorsunuz? - Yrd. Doç. Dr. Güçlü Gülanber
Son günlerde artan tartışmalarla ve gelen yoğun sorular karşısında BARF diyetle ilgili bilgi vermek gereğini duydum. Bilindiği gibi veteriner hekimlerin görevlerinden biri de toplum sağlığını korumaktır.
Çiğ diyetle beslenmenin iki ana riski bulunmaktadır: Birincisi verilen kemikler ile sindirim kanalında obstrüksiyon (tıkanma) ya da perforasyon (delinme-yırtılma) riski ve ikinciside gıdayla bulaşan patojenler (hastalık yapan organizma)’dir. Bunları listelersek Bakteriler (Salmonella, Escherichia coli, Campylobacter, Yersinia, Vibrio, Mycobakterium, Brucella, Cyclospora, Listeria); Riketsiyal (Neoricketsiia) Protozoon (Toksoplazma gondii, Neospora canis, Cryptosporidium); Metazoon (Ekinokokus,Trichinella); Toksikantlar (Clostridium botulinum, Bacillus cereus, Staphylococus aeureus, mikotoksinler).
Bu riskler gerçektir ve çiğ gıda ile yaşanması mümkündür. Patojenik mikroorganizmalar bugün kendi tüketimiz insan gıdalarında bile riskleri belirtilmektedir. Bu nedenle özellikle ülkemizde denetimsiz ve hijyenik olmayan yerlerde üretilen insan gıdalarında da bu riskler ne yazık ki vardır.
BARF diyet hazırlanması sırasında köpek sahipleri çiğ ete elle temas ettikleri için bu patojenlerden korunmak için gerekli önlemleri almalıdırlar (hiç değilse eldiven ile çalışmak gibi).
BARF diyetle beslenen 10 köpek üzerinde yapılan bir çalışmada kullanılan gıda maddelerinin %80’inde Salmonella tespit edilmiş; yine bu köpeklerin dışkı örneklerinde %30 oranında Salmonella pozitif bulunmuştur. Ancak çalışma boyunca köpeklerin hiçbirisinde herhangi bir bozukluk ya da hastalık gözlenmemiştir (Joffe, D.J.; Schlesinger, D.P. : Preliminary assesment of the risk of Salmonella infection in dogs fed raw chicken diets. Can.Vet.J.; 43(6):441-42, 2002.)
Köpekler için önemli bir enfeksiyon riski olsun olmasın çiğ gıda ile besleme yapan köpek sahipleri, çevreleri için zoonotik (hayvandan insana bulaşan) enfeksiyon riskini arttırmaktadırlar. Özellikle bu risk çocuklar için yüksektir.
Yurtdışında ticari olarak çiğ köpek diyetleri yapan firmalar bulunmaktadır. Bunların bazıları kendi ürünlerinde bakteri sayımı yapmaktadırlar. Ancak bu da çoğunlukla yeterli olmamaktadır.
Bütün bunlara rağmen çiğ besleme yapacak olan köpek sahipleri güvenliği sağlamak için iki unsura dikkat etmelidir. Birincisi etin yüzeyinin haşlanarak beyaza dönmesini sağlamaktır (böylelikle yüzeysel bakterilerin öldürülmesini sağlanır). Ancak bu yöntem etin iç kısmındaki kistleri yok etmez ama pek çok bakteriyi öldürür. Etin – 12 derecede 24 saatten fazla tutulmasıyla da toksoplazma ve neospora kistleri öldürülebilir ancak evlerde her zaman böyle soğutucuların bulunması da zordur. İkinci olarak kemiklerin tamamen ufalanması, ezilmesi neredeyse un haline getirilmesi işlemidir. Bunu yapabilmek için de özel kırıcılar mikserler bulunmaktadır.
Bütün bu yazılanlar sizlerin doğal beslemeden kopması ve köpeğinize ticari mamalar vermeniz için kesinlikle değildir. Sadece BARF ya da çiğ beslemenin oluşturabileceği sakıncaları belirtmek içindir. Çoğu köpek sahibinin kafasındaki sorulara cevap bulabilmesi amacıyla; özellikle de çocuklarımızın önemli zoonoz hastalıklara yakalanmamaları için bu bilgilendirmeyi yapmayı uygun gördüm.
Yrd. Doç. Dr. E. Güçlü GÜLANBER
G&G ACADEMIA
www.gulanber.comalıntıdır.